Son yıllarda bütünüyle İslam aleminde ve ülkemizde adeta kasırgaya dönüştürülen ve İslam itikadında onarılması güç yaralar açmaya başlayan DİNLER ARASI DİYALOG çalışmalarına anlamlı reddiye geldi.
18 Ağustos 2013 Pazar
Dinler arası diyalog tuzağını başlatan Said Nursi mi?
![]() |
Bediüzzaman |
Dinler Arası Diyalog Tuzağını Başlatan Said Nursi mi?
"Müslüman İseviler" tabiri Said Nursi'nin uydurduğu bir kelime oyunudur.
Şu anda yaşayan tek bir İSEVİ yani İsa peygamberin dinine tabi olan kişi yok ki bir de bunlar zamanımızda veya ileri de Müslüman İseviler olsunlar?
Varsayalım ki İsevilik bozulup Hristiyanlığa dönüşmedi ve aslı duruyor olsun.. Yine bunlar Müslüman bilinemezler çünkü İsa peygamberin getirdiği hak kitap olan İNCİL in hükmü kalktı. Herkes Kuran'a ve Peygamberimize tabi olmak zorunda.. Peygamberimiz ashabına "Vallahi Musa gökten aranıza inse de siz beni bırakıp ona tabi olsanız dalalete sapmış olursunuz" buyurmuştur.
Sonra Kuran'ı ve peygamberimizi kabul etmeyen bu Hıristiyanlar ola ki hidayet bulup Kuran'a tabi olduklarında da bunlara Müslüman İseviler değil sadece Müslüman denir. İlla başka bir dinden İslam’a döndüklerine işaret edecek bir kelime kullanılacaksa Hristiyanlıktan ihtida eden (hidayet bulan) Müslümanlar denir.. Muhtedi denir.. Tarih boyunca böyle dendi, hidayet bulup İslam’la şereflenenlere…
Ama Said Nursi kelime oyunu yapıyor.. Zihin bulandırıyor... Sanki şu anda da yaşayan, Hristiyanlık aleminin yanlışlarından uzak, şirke düşmemiş, teslise inanmayan, İncil’in aslına tabi olan bir topluluk varmış manası uyandırıyor.. Zaten bağlıları arasında bu sözleri onlarca yıldır bu şekilde anlaşılıyor, bu şekilde kabul ediliyor..
"Avrupa'da bir topluluk var, bunlar İseviler. Ve Üstad onlar için ehli iman demiş.. İleride bunlarla ittifak edeceğiz" diyorlar, böyle kandırılıyorlar..
İslam'ı AB Standartlarına Uydurma Sapıklığı
![]() |
İslam |
Haçlıların sinsi baskıları ve dayatmaları devam ediyor. Neler istiyorlar:
BİR: İslam'ın Allah katında tek hak, makbul, geçerli din olduğu inancını bırakmamızı, üç ibrahimi din vardır, onların mensupları da necat ehlidir ve onlar da Cennete girecektir bozuk inancını benimsememizi istiyorlar.
İKİ: Peygamberimizin Sünnetinin, sahih hadislerin, zaruriyat-ı diniyenin AB standartlarına göre ayıklanmasını istiyorlar.
ÜÇ: Dinimizin, Feminizm sapık ideolojine uymayan hükümlerinin kaldırılmasını istiyorlar.
DÖRT: Camilere kiliselerdeki gibi sıralar konulmasını istiyorlardı. Diyanet ilim heyeti bunu kaldırdı, kendilerine teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun.
Misyonerlerin İtirafı
![]() |
Misyoner |
Vatikan ve Kiliseler Birliği adına "Dinlerarası Diyalog" fikrini ortaya atan misyonerler teşkilâtının lideri Louis Massıgnon'un Misyonerler Zirvesi nde yaptığı konuşma aynen şöyledir:
"Müslümanların her şeyini tahrip ile mahvettik. Dinleri, inançları, ahlâkları, dîne bağlılıkları ve insanî duyguları mahvoldu. Onların millî-mânevî değerlerini Batı medeniyeti potasında eriterek kendimize benzettik.
Müslümanları İslamiyet'ten uzaklaştırdık. Şimdi sıra Dinler Arası Diyalog'da
Dinler Arası Diyalog fitnesinin kilit isimlerinden biri; Mehmet Aydın kimdir?
![]() |
diyalog |
Mehmet S. Aydın, 1943 yılında Elazığ’da doğdu. 1966 yılında Ankara İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. 1967 yılında Felsefe alanında öğrenim almak İngiltere’ye gitti. 1984 yılında profesör olarak Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesine atandı. 2002 yılında yapılan genel seçimlerde İzmir milletvekili olarak parlamentoya girdi. Eserleri; Din Felsefesi, Âlemden Allah’a, İslam Felsefesi Yazıları, Islam en Dialog, İslam’ın Evrenselliği. Mehmet Aydın, bugün Medeniyetler İttifakı denen projeyi yürütmektedir.
Mehmet Aydın, 2. Din Şurasındaki konuşmasında şunları söylemiştir: “Bazı Müslüman kardeşlerimiz diyor ki: ‘Yahu bir fırsat düştü. Müslümanlığı anlatalım Hıristiyanlara. Allah belki hidayetini gösterir.’ Yani adam aslında Müslümanlaştırmak için gelmiş. İşin ucunda din değiştirmek, bilmem adam kazanmak, üye kazanmak varsa, açıkçası bu bir din mensubuna en dinsizce harekettir. Dinsizce diyorum, çünkü bunu hiçbir din kabul etmez.” Mehmet Aydın, burada Müslümanlara hakaret etmenin yanında İslam’ın en mühim emrine de hakaret etmiştir. Biz Müslümanlar, elbette iyiliği emredip kötülükten uzaklaştıracağız. Elbette, iyiliğin, güzelliğin ve selametin İslam’da olduğunu duyuracağız. Hz. Allah’ımız Lokman Sûresi 17. ayette demiyor mu: “Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.” Sayın Mehmet Aydın, “Dinsizlik” yaftasını lafını bir Müslüman zatınıza iade etse acaba nasıl cevap verecektir? Hz. Resulullah (s.a.v.) devrinden başlayan İslam’ı tebliğ, gafilleri de irşad vazifesi 1400 yıldan bu yana samimi Müslümanların gayretleri ile devam etmektedir. Siz kim oluyorsunuz da, 1400 yıldan beri irşad ve tebliğ vazifelilerine “dinsiz” dersiniz? Siz ve sizin gibi düşünenler; keşke kâfirlere kendilerini beğendirmeye çalışacağınız yerde Allah’a beğendirmeye çalışsanız. Allah’ın emrettiği, Hz. Resulullah (s.a.v.)’ın tüm hayatı boyunca tatbik ettiği ve ettirdiği ve bugüne kadar gelen ihlâslı Müslümanların bir vazife bir hizmet telakki ettiği tebliğ vazifesi, sizin gibilerin engellemesiyle durmayacaktır.
Etiketler:
CIA
,
dinler arası diyalog
,
diyanet işleri başkanlığı
,
Fethullah gülen
,
harun çetin
,
medeniyetler ittifakı
,
mehmet aydın
,
mossad
,
said-i nursi
Bu işte bir tuhaflık yok mu? PAPA ile neden Fethullah Gülen görüşüyor?
![]() |
m fethullah gulen |
Türkiye’den Papa’yla görüşmesi icab eden birisi varsa, bu sadece Diyanet İşleri Başkanı olmalıydı, niye Fethullah Hoca gitti?
Müftü değil, imam değil, vaiz değil, müezzin bile değil. Yani hiçbir resmî hüviyeti yok.
Buna rağmen kendisiyle görüşülmesi oldukça zor olan, ve değme resmî insanın 6 ayda bile kolay kolay görüşemediği Papa’yla rahatça görüşebiliyor; hayret. Bunda bir anormallik yok mu?
Etiketler:
gizli kardinal fethullah gülen
,
Gülen
,
misyoner moon tarikatı
,
misyonerlik faaliyetleri
,
slider
,
vatikan
Hıristiyanlığı yaymanın, misyonerliğin diğer adı: Dinler Arası Diyalog
![]() |
Dinler Arası Diyalog |
"Ne Hıristiyanlar, ne de Yahudiler, sen onların dinine uyuncaya kadar senden asla hoşnut olmazlar. De ki «Asıl doğru yol Allah'ın gösterdiği yoldur.» Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzularına uyacak olursan, and olsun ki Allah'tan sana ne bir dost, ne de bir yardımcı olmaz."
(Bakara 120)
Dinler Arası Diyalog Maske, Gaye Misyonerlik.
Peygamberimizin (sav) gelmesinden bu yana geçen 1421 yıl içinde Müslümanlar ile diğer din mensupları arasında sürekli çatışmalar yaşanmış ve bu uğurda belki de milyonlarca insan hayatını kaybetmiştir. Bunun sebeplerinin başında Hıristiyan ve Yahudilerin bağnaz tutumları ve hakka karşı düşmanlıkları gelmiştir. Bu düşmanlık tarih içinde bazen yavaşlayıp bazen hızlansa da, hiçbir dönemde bitmemiş ve bir hak batıl mücadelesi olduğundan, bundan sonra da bitmeyecektir.
İslam 1400 yıldır Diyalog Diyor!
İslamiyet, evrensel mesajını insanlığa ulaştırmak için bütün güzel yolları denemiş, irşad ve tebliğ adına açılabilecek kapıları açmış ve insanlığa çağrıda bulunmuştur. Ancak ne kadar hazindir ki, ister Hıristiyanlar isterse de Yahudiler tarih boyunca bu güzel çağrıya müspet cevap verme yerine, hep kuvvet kullanmaya kalkmış ve ellerinden geldiği nispette de İslamiyet’i ve bahusus Müslümanları yeryüzünden silmek için çalışmışlardır.
Bu çerçevede sadece savaşmakla kalmayıp, çok geniş bir alana yayılmış çeşitli faaliyetleri ile de gayelerine ulaşmaya çalışmışlardır. Bu dün böyle olduğu gibi bugün de böyledir ve batıl tarafında olanlar Hakk'ı yok etmek olan gayelerinden hiçbir zaman vazgeçmemişlerdir. Ancak tarih boyunca mücadelenin şekli değişmiştir ve Hıristiyanların geliştirdikleri metodların başında da "misyonerlik" gelmektedir.
Dünyayı Hıristiyanlaştırma Hareketi
2000'li yıllara girdiğimiz şu günlerde Hıristiyanların misyonerlik çerçevesi içinde, bundan kırk yıl önce geliştirdikleri bir metodun yansımaları ile bir kez daha karşı karşıya kalmış bulunuyoruz. İslamiyet’i yok edemeyeceğini anlayan Hıristiyan misyonerler, 14 yüzyıllık tutumlarını farklı bir versiyona taşıyarak, 1962-1965 yılları arasında toplanan 2. Vatikan konsilinde aldıkları bir kararla Müslümanlara diyalog çağrısında bulunmuştur. Katolik Kilisesinin en yetkili şahsiyetlerinden iki bine yakın delege piskopasın iştirakiyle toplanan konsilin esas meselesi, 20. asrın sonlarında, dinlerinden oldukça uzaklaşmış bulunan Hıristiyan alemini, yeniden Hıristiyanlaştırma çarelerini aramak olmuştur.
Bu çerçevede Papa, 6. Paul tarafından 1964'de "Gayr-ı Hıristiyanlara Mahsus Daire Başkanlığı" kurulmuş ve aradan geçen kırk yıla rağmen bıkmadan usanmadan hedeflerine ulaşmak için çalışmıştır.
Vatikan Türkiye'ye El Atıyor
Uzun müddet Türkiye'den kendileri ile diyalog kuracak birilerini bulamayan Vatikan, 1990'lı yılların sonunda ülkemizde özellikle sivil toplum kuruluşu alanında isim yapmış bulunan Fethullah Gülen cemaati ile dirsek temasına geçmiş ve o günden bu yana da "Diyalog ve Hoşgörü" adı altında çeşitli faaliyetler yapılmıştır. Bu çerçeve de Fethullah Gülen Papa ile görüşmüş, Yazarlar ve Gazeteciler Vakfı'nın organizesi ile bazı Hıristiyan ve Yahudi din adamlarını bir araya getirerek "Hoşgörü ve Diyalog" amaçlı toplantılar düzenlenmiş ve en sonunda da Harran'da Hz. İbrahim (as) adı kullanılarak "kültürlerarası diyalog" adı ile bir organize yapılmıştır.
Bunu takip eden günlerde DİB'da modaya uyarak, "Uluslararası Avrupa Birliği Şurası", adı altında çeşitli Hıristiyan ülkeler ve Türkiye'den yüz elli insanı bir araya getirmiştir. Her iki toplantının yapısına kısa bir göz attığımızda, "Diyalog ve Hoşgörü" maskesi altında Hıristiyan misyonerlerinin nasıl faal bir biçimde çalıştıkları hemen göze çarpmaktadır.
Özellikle Harran'da yapılan toplantıda "İbrahimi Dinler, Küs kardeşlerin barışması, üç semavi dinin mensupları" gibi kavramların kullanılması, yapılan faaliyetlerin nerelere hizmet ettiğini ortaya koymaktadır. "Ancak Müslümanın müslümanın kardeşi" olduğu gerçeğini unutan, "Allah katında din İslam" iken bunu "üç semavi din"e çıkaran, "İbrahimi dinler” tabiri ile Hıristiyanlık ve Yahudilik adıyla insanlarca oluşturulan dinleri semavi yapan bir toplantının herhalde İslam’a hizmet etmediği çok açıktır.
Maksat Kafa Karıştırmak mı?
DİB tarafından organize edilen toplantının tartışma konularına baktığımızda da kimin karlı çıktığını görmek mümkündür. Zira yapılan tartışmaların çoğunun İslam hakkında zihinlerde şüphe bırakacak nitelikte olmaları bunun göstergesidir. Çorum İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Onat'ın "14 asırdan beri gelen din anlayışı, tarihi birikime dayalı din anlayışıdır", "Bizim din anlayışımız, fıkha endeksli din anlayışıdır. Bunun üstesinden gelmek, bunu aşmak lâzımdır", "Hadisler beşeri kategoridedir" şeklindeki beyanları ve Doç.Dr. Şahin Filiz'in, "Hadisler başımızı ağrıtıyor" sözü buna gösterilecek örneklerdendir. Dr. Andrew Mango'nun Onat ve Filiz'in zihinleri bulandıran açıklamalarını takdirle karşılaması ise, toplantının hangi maksatlarla yapıldığını ortaya koymaktadır.
DİB ile İlahiyat Dekanı
Vermiş olduğu, "Başörtüsü Allah'ın emridir" fetvası, sistem tarafından hiçe sayılan DİB, bu durum karşısında suskunluğunu korurken, Türkiye'nin AB'a girme sürecinde siyasi kimliğe bürünerek anahtar rol oynamaya soyunması ve "İran'da casusluk yapan İsrail'li ajanların kurtarılmasına” aracılık yapmasının zihinleri bulandırdığı açıktır. DİB, Yahudi ve Hıristiyanlarla diyaloğa geçmeden önce Türkiye içinde, (neredeyse her biri getirdiği yorumlarla yeni bir din ortaya koyan) cemaatlerle diyalog kurup, kangren hale gelen dini meseleleri çözse daha iyi bir faaliyet yapmış olmaz mı?
Ayrıca kendisi İlahiyat Fakültesi Dekanı olmasına rağmen, okuluna başörtülü öğrencileri sokturmayan birinin, diyalog adı altında Hıristiyanlarla bir araya gelmesi neyi ifade eder ki? Eğer diyalog meselesinde samimi ise, Hıristiyan ve Yahudilerle kurdukları diyaloğun bir kısmını da içinde bulundukları sistemi elinde tutanlarla kurup, yıllarca süren başörtü zulmünü ortadan kaldırmaları daha gerçekçi olmaz mı?
Kimse Kendini İslam İle Aynileştiremez
Şüphesiz dinlerin mensuplarının bir araya gelmesi dünyanın barış ve huzur içinde yaşamasına büyük katkı sağlayacaktır. Bu hususta diğer dinlerin salikleri ile diyaloğa girmede hiçbir beis yoktur. Zira dinimizin bir emri olan İslamiyet’i tebliğ etmek için karşı tarafla diyaloğa geçmemiz bizim için adeta "olmazsa olmaz" bir şarttır. Ancak bu diyalogdan maksat, asla tebliğ gayesini aşmaması gerektiğini de yine bize telkin eden dinimizdir.
Ancak ille de barış ve huzur içinde yaşayacağız diye inançlarımızdan taviz vermenin, dinimizin orijinalliklerinden vazgeçmemiz gerektiği hezeyanını da hiç kimse söyleyemez. Herkes kendi adına istediği ile diyalog yapmaya ve onların yaptıkları ne olursa olsun hoş görmeye hakkı vardır. Ancak bunu İslamiyet adına yaptıklarında, İslam'ın müntesibi olanların söyleyecek sözü olduğunu asla unutmamaları gerekir. Zaten "Hoşgörü ve Diyalog" adı altında gayesi ne olduğu belli olan toplantıların bizi ilgilendiren yönü de burasıdır. Hiç kimse kendini İslam ile aynileştirerek, başkaları ile ilişkiye veya günümüz moda tabiriyle "diyalog"a giremez. Çünkü böyle bir yetki hiç kimseye verilmemiştir.
Hoşgörüde Ölçü Kur'an ve Sünnet
Kur'an bir gerçeğin altını çizerken, "Ne Hıristiyanlar, ne de Yahudiler, sen onların dinine uyuncaya kadar senden asla hoşnut olmazlar. De ki «Asıl doğru yol Allah'ın gösterdiği yoldur» Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzularına uyacak olursan and olsun ki Allah'tan sana ne bir dost, ne de bir yardımcı olmaz." (Bakara 120) buyurmuş ve bizden girilecek diyaloglar da uyanık olmamızı istemiştir. Zira insanların aldanmaları tehlikesi her zaman vardır ve bu değişmez bir yasadır. Hıristiyan ve Yahudi karakterini tahlil eden bu ayeti unutan saf Müslümanların bu tehlikeli duruma düşmeleri her zaman mümkündür.
Peygamberimiz de (sav) aynı tehlikeye dikkat çekerken şöyle buyurmuşlardır: "Sizden öncekilerin yolunu adım adım, karış karış izleyeceksiniz. Eğer onlar sürüngen deliğine girse, siz de gireceksiniz. ‘Ey Allah'ın Rasulü, Yahudilerin ve Hıristiyanların yoluna mı?’ diye sorduk. Başka kim olacak, dedi." (Buhari, Müslim, İbn Mace)
Bugün ülkemizde yapılan faaliyetlerde de zikredilen tehlike mevcuttur ve "Diyalog-Hoşgörü" gibi kavramlar maskesi altında yapılan misyonerlik faaliyetlerinden zarar eden maalesef hep müslümanlar olmaktadır. Zira ayetin bildirdiği üzere ne Hıristiyanlar ne de Yahudiler onların dinine uyuncaya kadar bizlerden hoşlanmayacaklardır. Yahudi ve Hıristiyanların kendileri ile diyalog kuranlara "dost" görünmesi de misyonerliklerinin bir gereği olan tam bir takiyyedir. Zira misyonerlerin tarih boyunca yaptıkları faaliyetlere baktığımızda nasıl aldatıcı bir kılığa girdikleri açıktır. Bugün yapılan diyalog toplantılarında da Hıristiyan ve Yahudiler aynı aldatıcılık ile davranmakta ve hatta neredeyse dinlerini inkar edecek seviyeye bile çıkmaktadırlar. Harran'da yapılan toplantıda zikredilen sözlere baktığımızda bunun tipik bir yansımasını görmekteyiz. Vatikan temsilcisinin konuşmasına "besmele" ile başlamasını buna bir misal olarak gösterebiliriz.
Bugün ülkemizde yapılan faaliyetlerde de zikredilen tehlike mevcuttur ve "Diyalog-Hoşgörü" gibi kavramlar maskesi altında yapılan misyonerlik faaliyetlerinden zarar eden maalesef hep müslümanlar olmaktadır. Zira ayetin bildirdiği üzere ne Hıristiyanlar ne de Yahudiler onların dinine uyuncaya kadar bizlerden hoşlanmayacaklardır. Yahudi ve Hıristiyanların kendileri ile diyalog kuranlara "dost" görünmesi de misyonerliklerinin bir gereği olan tam bir takiyyedir. Zira misyonerlerin tarih boyunca yaptıkları faaliyetlere baktığımızda nasıl aldatıcı bir kılığa girdikleri açıktır. Bugün yapılan diyalog toplantılarında da Hıristiyan ve Yahudiler aynı aldatıcılık ile davranmakta ve hatta neredeyse dinlerini inkar edecek seviyeye bile çıkmaktadırlar. Harran'da yapılan toplantıda zikredilen sözlere baktığımızda bunun tipik bir yansımasını görmekteyiz. Vatikan temsilcisinin konuşmasına "besmele" ile başlamasını buna bir misal olarak gösterebiliriz.
Hoşgörü Vardır Ama!..
Müslüman elbette hoşgörü sahibidir. Çünkü Peygamberimiz (sav) bir hoşgörü abidesi idi. Taif'te kendisini taşlayan kafirlere bile beddua etmemişti. Mekke'nin etrafında kurulan panayırda, İslam'ı tebliğ için bir çadırdan defalarca kovulmasına rağmen yine gitme cesaretini ve tebliğciliğini göstermiştir. Zaten İslam'da esas olan korkmadan müjdeleyerek tebliğ yapmaktır.
Medine sözleşmesi de Müslümanlarla gayr-i müslimlerin hukuki birlikteliğine en güzel örnektir ve bir arada yaşama realitesinin en güzel ispatıdır. Biz müslümanlarla gayri müslimlerin konuşma,
yaşama ve sosyal münasebetlerine itiraz etmiyoruz. Ancak İslam'da hoşgörünün ölçüsü, Allah'ın hoşgördüklerini hoşgörmek, hoş görmediklerini de hoş görmemektir. Bu hususta hâşâ Allah'tan(cc) daha merhametli görünmek bir sapkınlıktır.
Diyalogun Maksadı Tebliğdir
Peygamberimizin diğer dinlere mensup olanlarla ilişkileri tamamen tebliğe dayaIıdır. Tebliğ çizgisinin kararlılığı ve zorunluluğu asla taviz verilmeyen temel bir direk olarak kalmıştır. Bu gaye ile bazı kral ve hükümdarlara gönderilen elçiler İslam'ın evrensel mesajını, eğip bükmeden, korkmadan, ürkmeden, herhangi bir dünyevi menfaat düşünmeden, başları dik olarak ve tavizsiz iletmiştir. Zaten buna İslamiyette genel olarak "Emr-i bil maruf nehyi anil münker" denmiştir.
Bu sadece Peygamberlerin değil aynı zamanda bütün Müslümanların da bir görevidir. Peygamberimiz (sav) yaşadığı devirde Müslümanları, Yahudi ve Hıristiyanlara benzemekten kurtarmak için bir "Müslüman kimliği" oluşturmaya gayret etmiş ve Müslümanları bu iki cepheden gelebilecek tehlikelere karşı daima uyarmıştır. Bu konuda Efendimizin hayatına baktığımızda, aldığı ilk tedbir Müslümanların onlarla düşüp kalkmasının, dostluk kurmasının önüne geçmekti. Bu hususta aldığı tedbirlerin başında da ehl-i kitaba benzememek (teşebbüh) konusundaki tavrı olmuştur. En ince ayrıntılara kadar varan bu tedbirler sayesinde Müslümanlar ehl-i kitap kanalıyla gelen tehlikelerden uzun müddet uzak kalmış, ne zamanki prensipler uygulama sahası bulamayınca da bozulmalar birbiri ardını takip etmiştir. Cenab-ı Hak da indirdiği ayetlerle Peygamberimizin Müslüman şahsiyet oluşturma teşebbüslerini desteksiz bırakmadı: "Ey inananlar! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. Sizden kim onları dost tutarsa, o onlardandır. Şüphesiz Allah zalim topluma hidayet etmez."
Cuma Dergisi
12-18 Mayıs 2000
Sayı:498
Kitapsızlarla diyalog mu olur? Daha bunların bir kitapları dahi yok!
![]() |
fethullah gulen |
Ali Eren (Yazar):
Zehirle Bal Aynı Tabakta Tutulmaz
"Hoşgörü-uzlaşma-diyalog" adı altında gerekleştirilen faaliyetlerin z dahil hiçbiri bize ait hareketler değildir. Eğer İnsanlara "hilm" sıfatıyla yaklaşıp dini tebliğ etmek şeklinde yorumluyorlarsa, bu zaten sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) tarafından bu yana en gzel misalleriyle gerekleştirilmektedir. Bu şuna benziyor; her gün okuluna giden bir çocuğa "Hadi bu sabah da kalk okula git!" demektir. çocuk bu işi zaten yapıyor. Eğer siz bu eylemi buna rağmen devam ettiriyorsanız; ya dininizden bihabersiniz veya birilerinin dmen suyunda hareket ediyorsunuz?..
İnsanları bizzat Allah Tel (cc) tarafından korunan hak din İslmiyet'e davet etmeniz gerekirken; Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından The Marmara'da düzenlenen "Uluslararası Dinler Şrası"nda tam tersi bir tavır takınılmış, : bugün hurafe makamında olan Musevilik ve Hıristiyanlık Hakk bir dinmiş gibi kendilerini takdim etmişlerdir.
CIA'e ve Misyoner MOON'a çalışan Fethullah Gülen'i Siyasi Anlamda Recep Tayyip Erdoğan Koruyor
![]() |
f gülen |
Hıristiyan Misyoner teşkilatı olan MOON ve CIA ile bağları ispat edilen...
Dünya çapında etkili Yahudi Örgütü ADL ile bağları ispat edilen...
Dinler arası diyalog diyerek milletimizin dinini çalmaya çalışan...
ABD'de oturduğu villa bile misyoner örgütüne ait olan...
Kendisine bu villayı soran gazetecinin yanından kızıp da kaçan...
Dünyanın çeşitli ülkelerine gönderdiği sözde hocalarını MOON'un yetiştirdiği ve çeşitli ülkelerin bu kişileri CIA ajanı olmakla suçlayıp tutukladığı...
İsminin başına koyduğu M. harfinin ne anlama geldiği tartışılan, bunu Mesih/Kurtarıcı peygamber anlamında kullandığı iddia edilen...
"Vatikan'da ölmeyi düşledim." diyen,
FOXMAN gibi "Filistinli çocukların kanlarını içmek istiyorum" diye açıkca söyleyen bir Yahudi ile senli benli, gayet samimi ve sevgi dolu fotoları medyaya sızan ve adına FETHULLAH GÜLEN denilen bu HAİNİ...
Etiketler:
adl
,
bilderberg
,
CIA
,
dinler arası diyalog
,
Fethullah gülen
,
Haçlı Seferleri
,
jdl
,
masonluk
,
misyoner moon tarikatı
,
Recep Tayyip Erdoğan
,
slider
,
şangay birliği
,
vatikan
CIA'nın dünya çapında kullandığı paravanı: Fethullah Gülen
![]() |
fgülen |
RUSYADAN DARBE..
Rusya'dan Fethullah Gülen'e ağır darbe! Rusya Yüksek Mahkemesi, Fethullah Gülen tarikatının bütün faliyetlerini yasakladı. Yüksek Mahkeme, Gülen okullarının kapatılmasına karar verdi. Rusya'nın önde gelen kuruluşlarından Yakın Doğu Enstitüsü de Gülen örgütünün CIA'nın paravanı olduğunu belirtti.
Rusya'da, Fethullah Gülen cemaatine bağlı grupların faaliyetleriyle ilgili davadan yasaklama kararı çıktı.
Rusya Yüksek Mahkemesi, başsavcılığın talebi doğrultusunda Gülen cemaatini, "aşırı örgüt" kapsamında değerlendirdi ve faaliyette bulunmasını yasakladı.
Mahkemede "Uluslararası dini örgütlenme" olarak bahsedilen Gülen hareketinin, geçen yıl kitapları yasaklanan Saidi Nursi'nin fikirlerini savunduğu ifade edildi.
Etiketler:
CIA
,
cia ajanı fethullah gülen
,
Fethullah gülen
,
gizli kardinal fethullah gülen
,
slider
Diyalogcular sayesinde Vatikan artık rahat uyuyor. Buna izin verme..
![]() |
Diyalog |
Bugün de yapılan budur. Batı,kültürünü bütün dünyaya enjekte etmekte, kendi örf ve adetini, yaşayışını, dinini hakim kılmaya çalışmaktadır. Batı görünüşte, biz laikiz, Hıristiyan dininin etkisi altında değiliz dese de, her insan kendi dinin yayılmasını, dindaşlarının çoğalmasını ister, bu insanın tabiatında vardır.
Son zamanlarda iyice ortaya çıkmaya, açıkca ifade edilmeye başlandı. Batı, teknolojisi ile beraber mensubu olduğu Hıristiyan dinini el altından empoze etmektedir. Misyoner teşkilatının yoğun faaliyetleri, Hıristiyan Moon tarikatının ”Dinlerarası diyalog” adı altında, lüks otellerde toplantılar düzenlemesi ve kendilerine üye olan veya yakınlık duyan entelleri, aydın din adamlarını (!)yurt dışında lüks ortamlarda ağırlamaları, potada eritme çalışmalarının bir parçasıdır.
Bu faaliyetler, Osmanlının zayıfladığı son dönemlerde başlamıştı. İngilizlerin rehberliğinde başlayan bu çalışmaların geçmişte olduğu gibi hezimete uğramaması için çok ince planlar yapıldı. İslamiyete orijinal haliyle kaldığı müddetçe zarar veremeyeceklerini iyi anladıkları için onu içeriden çökertmeye karar verdiler.
Etiketler:
dinler arası diyalog
,
Fethullah gülen
,
misyoner moon tarikatı
,
misyonerlik faaliyetleri
,
slider
,
vatikan
Din sömürüsü yapmak, karı satmaktan daha alçakça bir harekettir
![]() |
din sömürüsü fethullah gülen CIA |
"İSTER Ehl-i bid’at, isterse Ehl-i Sünnet mensubu olsun, din sömürüsü ve mukaddesat bezirganlığı yapmak, Allahın ayetlerini ucuza veya pahalıya satmak, karı satmaktan daha alçakça ve daha çirkin bir günahtır.
Din sömürüsü, mukaddesat bezirganlığı nedir?
Cami imamlığı yapıyor, buna karşılık laik devletten maaş alıyor, bu bir sömürü müdür?.. Hâşâ!.. Müteehhirîn uleması imamlık, vaizlik, müftülük, kadılık, müezzinlik, müderrislik yapan kimselerin, geçimlerini sağlamak için ücret ve maaş alınmasına, ihlasla hizmet etmeleri şartıyla fetva ve ruhsat vermiştir. Vazifelerini ve hizmetlerini hakkıyla yapmaları şartıyla elbette ücret alabilirler. Vazifelerini hakkıyla yapmasalar bile aldıkları maaş din sömürüsü, binaenaleyh karı satmaktan daha alçakça bir iş olmaz.
Adam aktör, kendisini dindar gösteriyor ve hizmet perdesi ardında zengin oluyor. Bunun durumu elbette normal ve tabiî değildir.
Adam, Müslümanları kalkındıracağım diye ortaya çıkıyor, saf dindarlardan para-sermaye topluyor yeşil holding kuruyor ve sonra holding acayip, esrarengiz, garip, şüpheli şekilde batıyor. Hisse alanlar birer bardak soğuk su içiyor, bizimkinin kara ve kirli gizli hesapları var…
Para toplamış, holding kurmuş ama kendi suçu olmadan iflas etmiş. Bu kişi karı satan gibi değildir.
Evet tekrar ediyorum: İster Ehl-i bid’atten, isterse Ehl-i Sünnetten olsun, din istismarı, din istihdamı, din sömürüsü yaparak zengin olanlar karı satanlardan daha alçaktır.
Faydalı kitaplar telif ve tanzim etmiş veya tercüme yapmış. Bundan bir miktar telif-tercüme ücreti almış… Bu da din sömürüsü değildir. Şayet iyi niyetle, ihlasla yapmışsa ecir alabilir. Lakin ehliyeti yok, liyakati yok, biraz Arapça bilerek, yarım yamalak din kültürüne sahip olarak, yalan yanlış, paldır küldür, içlerinde vahim hatâlar yer alan sözde din kitapları hazırlıyor, yayınlıyor ve bundan epey para vurup zengin oluyor… Buna ne demeli?
Bütün İslamcılar şu anlatacağım gibi değil ama şu ariviste bakınız: Hizmet hayatına fakir, malsız mülksüz başlamış, kısa zamanda alavere dalavere köşeyi dönmüş, Karun gibi zengin olmuş. Helal ticaret, sanayi işleri, hizmetler yapmamış… Bu adam bir sömürücü müdür, değil midir?
Nereye otoyol, köprü, yeni şehir yapılacağını önceden gayr-i meşru şekilde öğrenmiş, ortada fol yumarta yokken çok ucuza büyük miktarda arazi satın almış ve bilahare bunları yüz katına değerlendirmiş. Bu kişiye siz ne diyorsunuz?
Bir kâfir, bir münafık, bir mürted, bir ahlaksız ihalelere fesat karıştırabilir, rüşvet alabilir ama Allahtan korkan, dini bütün, samimî ve ihlaslı, doğru ve dürüst bir Müslüman böyle şeyler yapabilir mi?
Kur’anda “Allah ribayı haram kılmış, ticareti helal kılmıştır” buyruluyor. Türkiye Darülharb de olsa, Müslümanlar kendi aralarında riba muameleleri yapabilir mi?
Türkmenistan da Fetullah Gülen Cemaati’nin okullarını kapattı
![]() |
gülen okulları |
Okulların, Gülen Cemaati’nin bu ülkenin idari ve kültürel yapısına sızmaya çalıştığı, ABD için casus toplamaya çalıştığı gerekçesiyle kapatıldığı iddia edildi.
Haberi, Fars Haber Ajansı (FHA) duyurdu. Ajansın haberine göre; Türkmenistan yönetimi Nur Cemaati’nin Türkmenistan’da dini – siyasi nüfuzundan duyduğu kaygı yüzünden 1990 yılından beri bu ülkede faaliyet yürüten tüm Türk okullarının faaliyetini askıya aldı. Türk okullarından sadece Başkent Aşkabat’taki Mustafa Kemal Atatürk Okulu’nun, öğrencileri eğitimlerini tamamlayınca dek faaliyetini sürdürmesine izin verildi.
FHA’nın haberinde, söz konusu Türk okullarının eğitim çalışmalarının yanı sıra hedef ülkelerde Türk milliyetçiliğinin propagandasını yaptığı ve okullardan mezun olan öğrencileri hedef ülkelerde anahtar mevkilere atamak için rüşvet bile verdiği ifade edildi.
Haberde ayrıca şu değerlendirme ve iddialara da yer verildi:
Etiketler:
CIA
,
cia ajanı fethullah gülen
,
dinler arası diyalog
,
Fethullah gülen
,
gizli kardinal fethullah gülen
,
slider
Fethullah Gülen'e hakaret ettiği iddiası ile tazminat cezası verilen Kadir Mısıroğlu'ndan Zaman Gazetesine bir tavzih
![]() |
fethullah gülen dinle |
Fethullah Gülen'e hakaret ettiği iddiası ile tazminat cezası verilen Kadir Mısıoğlu'ndan Zaman Gazetesine ve Fethullah Gülen'in avukatına bir tavzih
Tavzih nedir? Bir hükmün müphem olması veya birbirine aykırı fıkraları içermesi halinde hükümdeki gerçek anlamın meydana çıkarılması amacıyla başvurulan yola, hükmün tavzihi denir. Bir kanun yolu değildir. Tavzih yolu ile hüküm değiştirilemez. Yalnız tavzih edilir yani açıklanır.
****
21 Temmuz 2013 tarihli Zaman Gazetesi’nin ikinci sahifesinde “KADİR MISIROĞLU’NA HOCEFENDİ’YE HAKARETTEN CEZA” başlığı altında bir haber yayınlanmıştır. Bu haber aynen şöyledir:
“Yazar Kadir Mısıroğlu’nun yazdığı bir kitapta Fethullah Gülen Hocaefendi’ye hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davanın duruşması İstanbul Anadolu 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
Mısıroğlu’nun basın yoluyla hakaret suçunu işlediğinin sâbit olduğuna hükmeden mahkeme, 4 bin lira para cezası verdi. Yaklaşık 600 sayfalık kitabın yarısında Hocaefendi ile ilgili çok sayıda asılsız ve hakaret niteliğinde beyanlara yer veren Mısıroğlu, duruşmada, «Suçsuzum. Beraatimi talep ediyorum.» dedi. Hocaefendi’nin avukatı Orhan Erdemli ise «Müvekkilim, uzun yıllar Diyanet İşleri Başkanlığı’nda vâiz, imam-hatip, Kur’an kursu öğretmenliği gibi dini hizmetlerde bulunmuş bir din âlimidir. Dinî ve ilmî kimliği nedeniyle, kendisine saygı duyulan ve sevilen mümtaz bir şahsiyettir.» şeklinde beyanda bulundu.”
Bu haberdeki yanlışları umûmî efkâr önünde kısaca tavzih etmek istiyoruz:
1- Fethullah Gülen’in avukatı Orhan Erdemli’nin talebi üzerine açılmış olan zikri geçen cezâ dâvâsı, hakkımızda iki talep ihtivâ etmekteydi. Bunlardan biri İFTİRÂ, diğeri ise HAKARET’te bulunmuş olduğumuz tarzındaydı. Hâlbuki haberde kasden setredilen bir husûs şudur ki, adı geçen mahkeme iftirâ şuçu isnâdından dolayı BERAAT kararı vermiştir. Namuslu bir haberci böyle bir haberde hiç şüphesiz bunu da ifâde etmek mecbûriyetindeydi. Lâkin öyle yapılmayarak sâdece hakaretten verilmiş olan adlî para cezâsı zikredilmiştir.
2- Haberde “Yaklaşık 600 sayfalık kitabın yarısında Hocaefendi ile ilgili çok sayıda asılsız ve hakaret niteliğinde beyanlara yer veren Mısıroğlu…” denilerek sanki mahkeme kararı iddiâlarımızın asılsızlığını tescil etmiş gibi bir ifâde kullanmıştır ki, bu da hiç şüphesiz umûmî efkârı yanıltmaya mahsus hilâf-ı hakikat bir beyandır. Hakaret cürmü aşağılatıcı bir kelime kullanmaktan doğan bir suç olduğu cihetle, bu hüküm esasa râci olmayıp sâdece kullanılan bazı kelimelerin aşağılatıcı kabul edildiğini ifâde etmekten ibârettir. Kaldı ki, mevzubahis dâvâda kaynak gösterilerek ileri sürülen iddiâların doğruluğu ve yanlışlığı nokta-i nazarından bir münâkaşa cereyan etmemiştir.
CIA’nın 'favori imamı' Fethullah Gülen
![]() |
fethullah gülen vaaz |
Özbekistan’la Türkiye arasındaki “Gülen çatlağı” giderek büyüyor. Son iki yılda bazılarının Gülen cemaatiyle bağlantılı olduğu iddia edilen 54 iş adamı tutuklandı. Tutuklanan iş adamlarından on ikisi bir süre hapis yattıktan sonra Özbekistan’daki mülklerine el konularak sınır dışı edildi.
Özbek yönetimi son olarak da Türk yapımı Sitcomların Özbek televizyon kanallarında yayınlanmasını yasakladı. Kararda söz konusu dizilerin Özbek toplumu için “uygunsuz” olduğu ifade edildi. Özbekistan'da tutuklandıktan sonra sınır dışı edilenlerden biri de Turkuaz Grup'un patronlarından Vahit Güneş.
AKP İKTİDARINA SUÇLAMA
12 Ağustos 2013 Pazartesi
Gâvura 'Sen böyle iyisin. Gâvur kal.' diyen Fethullah Gülen
![]() |
Fethullah Gülen |
Samanyolu Televizyonu’nun 21 Nisan Salı günkü haberinde, Ukrayna’da yayınlanan Favorit isimli mecmuanın Fethullah Hoca ile yaptığı bir röportajdan bahsedildi.
Haber şu başlıkla verildi: DİYALOG ÇALIŞMALARI... GÜLEN UKRAYNA GÜNDEMİNDE... FAVORİT DERGİSİ’NE KAPAK OLDU.
Fethullah Hoca ile ilgili bu haber STV’de verildiği için üzerinde durmaya değer. Habere göre Fethullah Hoca, derginin “Hazreti İsa’nın kişiliği İslam dininde nasıl yorumlanmaktadır?” sorusuna verdiği cevabın bir bölümünde şöyle demiş:
“..... Hz. İsa’ya, Hz. Musa’ya, Hz. Davud’a, Hz. Süleyman’a, Hz. İbrahim’e, kısaca herhangi bir peygambere, bunun gibi İncil’e, Tevrat’a, Zebur’a inanmayan bir kimse asla Müslüman olamaz; bunlardan birine bile inanmamak, kişiyi İslâm dairesinin dışına çıkarır. Bundan dolayıdır ki, İslâm, kendinden önceki İlâhî gelenekleri asla dışlayıcı olmamış, onları kucaklamış, birinci sorunun cevabında arz edilmeye çalışıldığı üzere, onların mensuplarını Ehl-i Kitap olarak telâkki etmiş, kendilerine ona göre davranmıştır.”Hususiyle dikkat edilmesi için bazı satırların altını çizdim. Gördüğünüz gibi, “İslâm, kendinden önceki İlâhî gelenekleri asla dışlayıcı olmamış,” denilmektedir. Hoca, önce bazı peygamberlerden ve hak kitaplardan bahsettikten sonra, “İlâhî dinler” demiyor da, “İlâhî gelenekler” diyor.
Ancak, Âdem Aleyhisselam’dan beri “İlâhî gelenekler” diye de “İlâhî dinler” diye de bir şey yok, sadece “İlâhî din” vardır o da İslamdır. Çünkü; Allah bir, dini de birdir. Allah’ın -hâşâ- insanların inanmalarını istediği birbirine uymayan ayrı ayrı dinleri yoktur. Kur’an-ı Kerim’in beyanı açık: “Allah indinde din, İslamdır.” (Âl-i İmran sûresi, âyet: 19)
Gerçek böyle olduğu halde, “İslâm, kendinden önceki İlâhî gelenekleri asla dışlayıcı olmamış,” sözünden ne anlayacağız? Eğer “Hıristiyanlığı ve Yahudiliği dışlamamıştır” denilmek isteniyorsa, bunun yanlışlığı ortadadır. Çünkü bu isimleri taşıyan hak bir din yoktur. Yahudilik, Hazreti Musâ’nın tebliğ ettiği hak dinin bozulmuş şeklinin adı, Hıristiyanlık ise Hazreti İsa’nın tebliğ ettiği hak dinin bozulmuş şeklinin adıdır. İslam/Kur’an, bunları dışlamamış değil, tamamıyla dışlamış, mensuplarının da kâfir olduğunu açık açık beyan buyurmuştur. Onun için Peygamberimiz onları İslam/imana çağırmıştır.
Hoca’nın, yukarıdaki sözlerle ne demek istediğini, Favorit Dergisi’nin sorusuna verdiği cevabından anlıyoruz. Fethullah Hoca diyor ki:
“Odessalı Hıristiyanların ise elbette rehberleri, din büyükleri vardır ve onlara söylenmesi gerekeni söylemektedirler. Bir Müslüman, yani dinlerin temel birliğine inanan biri olarak, onların söylediklerinin bir Müslüman’ın söylediğinden ve söyleyeceğinden farklı olacağını düşünmüyorum. Hz. İsa gibi, bizim nazarımızda ülü’l-azm, yani tarih boyu gelmiş peygamberler arasında en büyük beş peygamberden biri olan bir zatın ardından gitmek, onu takip etmek, yapılabilecek en güzel şeylerdendir.”Bu sözler karşısında söyleyeceklerimizi söyleyelim:
Etiketler:
adl
,
ali eren
,
dinler arası diyalog
,
Fethullah gülen
,
gizli kardinal fethullah gülen
,
Kadir Mısıroğlu
,
masonluk
,
misyonerlik faaliyetleri
,
ortak din projesi
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)
Öne çıkanlar
-
Fethullah Gülen cemaatinin hizmetleri(!) ve Türkçe Olimpiyatları Bir gün uçaktayız. İstikamet Dubai ve Güney Afrika. Hemen önümüzdeki ko...
-
fethullah gülen, mit, akıl hastası, gerçek yüzü, kadir mısıroğlu, tahrif hareketleri Hilmi TÜRKMEN bana demişti ki: ‘’- Kadir Bey, sen...
-
Namaz kılmakta zorlananlar Hıristiyan olsunlar." Bir müddet içinde, bu yazdığım kısa notu paylaşacağımı belirtmiştim. Belki sesim...
-
Gençler! Hangi Fehullah Gülen'in gerçek olduğunu biliyor musunuz? BENİM SÖZLERİM GENÇLERE Benim sözlerim gençlere, genç yürekle...
-
Fethullah Gülen: "Zaman yazarlarının hiçbirinin yüzünde nur kalmamış" Esnaf hizmetleri imamlığından Makedonya temsilciliğine,...
-
fethullah gülen kim? Kahvaltı ortamında gerçekleşen görüşmede Cüneyt Özdemir'in sorduğu şok edici soru Fethullah Gülen'i kahv...
-
Sezen Aksu'nun babası, Fethullah Gülen'in hocası Haklarında Kripto Yahudi oldukları iddiaları bulunan bu ailenin , Fethulla...
-
Gülen oturma iznini nasıl almıştı? Fethullah Gülen'in yeşil pasaportunun iptal edildiği açıklandı. Peki Gülen, ABD'de oturma hak...
-
Gülen'le konuşan gazeteci o röportajı anlattı Fethullah Gülen'le uzun bir aradan sonra tv röportajı yapan BBC muhabiri Güney Yıl...
-
"Filmde olsa millet güler" | Fethullah Gülen'in ceketinin üzerinden tansiyon ölçtürmesi tartışmalara sebep oldu. Fethull...
