 |
Sezen Aksu'nun babası, Fethullah Gülen'in hocası |
Haklarında Kripto Yahudi oldukları iddiaları bulunan bu ailenin, Fethullah Gülen hareketinin "okullaşma"sında etkili olduğunu görmek, akla çok kötü soru işaretleri getiriyor. Üstelik bu"okullaşma"nın yurt dışına açıldığı ilk dönemlerde Katolik misyonerler olan Cizvitler tarafından yardım gördüğünü, çeşitli ülkelerde Fethullahçı kadroların ellerinden Cizvitlerin tutuğunu ve de Gülen'in ABD'de ikamet etmesini CIA ajanı dostlarının sağladığını, oturduğu villanın bile Misyonerlerin yaz kampı olduğunu da göz önünde bulundurursak, hafiften bir mide bulantısı başlıyor. Kim bu eğitimin Yaman Dede'si? Gülen'cilerin kendi yayın organları olan Aksiyon'dan yorumsuz alıntılıyoruz. Siz okudukça, satır aralarını da okuyabileceksiniz...
Eğitimin 'Yaman Dede'si
17 Aralık 2007 / BEHRAM KILIÇ / AKSİYON
Yamanlar’ın ilk müdürü, 80 yaşındaki Sami Yıldırım, 59 yıl önce başladığı eğitimcilik maratonunu sürdürüyor. Görev yaptığı bu kurumlardaki öğretmenlerin farkını ise “Hepsi mefkûre insanı” diye özetliyor.
Eğer, sabah arabasını görmüşseniz saat mutlaka 8’e çeyrek vardır. Eğer yemekhanedeyse saat kesinlikle 12.00’dir. Kantindeyse saat 12.33’tür. Eğer koridorlarda dolaşıyorsa saat 12.55’tir. Öğleden sonra arabasına binerse saatinize bakın, kesinlikle 17.05’i gösteriyordur. O, saatin akrep ve yelkovanıdır adeta. Günün her anını aynı titizlik ve istikrar ile değerlendiren birisidir. Şaşmaz prensipleri vardır. Bir lokmayı 28 kez çiğner mesela. Kararlıdır da. Ama onu asıl farklı kılan 59 yıldır eğitime adanmış bir ömrün sahibi olmasıdır. 15 Kasım 1982’de kurulan Yamanlar Eğitim Kurumları’nın da ilk müdürüdür aynı zamanda. 80 yaşındaki Sami Yıldırım’ın bir başka ayrıcalığı da sanatçı Sezen Aksu’nun babası olmaktır.
Yamanlar Eğitim Kurumları, kuruluşunun ardından çeyrek asrı geride bıraktı geçtiğimiz günlerde. Uluslararası arenada Türkiye’nin gözbebeği olan bu liseden kimler geldi kimler geçti… Nice öğrenci nice öğretmen dünyanın dört bir yanına yayıldı bu liseden. Ama lisenin kuruluşundan bugüne değişmeyen tek bir kişi vardı: O da ilk gün müdür olarak kapıdan içeri giren ve bugün hâlâ danışman sıfatıyla burada hizmetlerine devam eden Sami Yıldırım.
Sami hoca 1927 yılında Rize’nin Pazar ilçesinde dünyaya gelir. Babası adliyede memur, annesi ise ev hanımıdır. İlk ve ortaokulu burada okur. Daha sonra yatılı kaldığı Erzurum’da Muhallim Mektebi’ni bitirir. 1946 senesinde İstanbul Eğitim Enstitüsü’nden mezun olur. Öğretmenlikteki ilk görev yeri Trabzon’un Beşikdüzü ilçesidir. Araya askerlik girer. İstanbul-Alemdağ’da yedek subay elbiseleri içindedir. Askerliğinin hemen ardından yolu Denizli’nin Sarayköy ilçesine düşer. Artık ortaokul müdürüdür. Burada tanıştığı Manisa-Alaşehirli fen bilgisi öğretmeni Şehriban Hanım’la dünya evine girer 1953’te. Bu evliliğinden Nihat ve Fatma Sezen dünyaya gelir. Birkaç okul değişikliğinin ardından 1958 yılında İzmir’e tayini çıkar Sami Bey’in. Üçkuyular’daki İnönü Lisesi’nde 2 buçuk sene çalışır. Ardından İzmir İl Milli Eğitim Müdürü muavinidir. Bu görevinde 12 yıl kalır. Bir yıl da il milli eğitim müdür vekilliği yapar. 1979’da, yani 28 yıl önce emekliye ayrılır.
Yamanlar’ın ilk müdürü olması ise milli eğitimde beraber çalıştığı bir dostu vesilesiyle gerçekleşir: “Bir gün beni aradı. ‘Hocam, böyle böyle bir okul açılacak. Oraya müdür arıyorlar. Ben de sizi önerdim’ dedi. ‘Yahu ben bundan sonra tekrar milli eğitime bulaşmak istemiyorum, ben halimden memnunum’ dediysem de dinletemedim. ‘Ben de o zaman içişleri bakanı ile bir konuşayım’ dedim.”
 |
Gizli Yahudilerin her yere koydukları yedi kollu şamdan (menora) bu logoda da mevcut. |
Sami Bey’in ‘içişleri bakanı’ dediği, eşidir tabii ki. Şehriban Hanım ‘sen çalışmayı seviyorsun’ diyerek onay verince Bozyaka’da 15 Kasım 1982 tarihinde eğitim hayatına atılan Yamanlar’ın ilk müdürü olur. Bu arada müdürlük için tek bir şartı vardır. O da her kafadan bir ses çıkmasındır. “Benim sizden istediğim tek bir şey var dedim. Ben eğitim, öğretim, yönetim ile ilgili bir şeyi yapmak istediğim zaman, yok hocam öyle olmasın da böyle olsun, diyecekseniz ben bu işe hiç girmeyeyim. Hocam olur mu öyle şey dediler. Yanlış anlamayın, ben despot bir insan değilim. İstişareye büyük önem veririm. Ama herkes müdahale ederse de hizmet veremeyiz”
MUSTAFA KEMAL, İLK ÖĞRENCİ…